
Gökhan Gönül yaptığı açıklamada, “Hayallerimin çok ötesinde yaşadığım 25 yıllık futbol hayatım için artık veda zamanı. Bir futbolcu olarak; duygularımı, hatalarımı, heyecanımı çok yoğun yaşadığım bu 25 yılın ardından söyleyecek çok söz, seçmekte zorlandığım yüzlerce anı var. Bugün sadece, en samimi haliyle sizlere veda etmek istedim.
Elimi ilk tutan Bursa Yolspor’daki Hocalarımdan başlayarak, Gençlerbirliği, Hacettepe, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Çaykur Rizespor’daki tüm yol arkadaşlarıma emekleri için teşekkür eder; Başkanlarıma bana bu camiaların değerli formalarını giyme imkanı tanıdıkları için şükranlarımı sunarım…
Konuşmayı sevmeyen biri olmam nedeniyle zaman zaman zorluk çıkardığım tüm basın mensubu arkadaşlarıma, emekleri için teşekkür ederim. Zorlu çalışma koşullarına rağmen bana karşı anlayışınızı hiç eksik etmediniz, sağ olun. Hep yanımda olan aileme, dostlarıma, tüm futbol emekçilerine ayrıca teşekkür ederim.
En özel teşekkürü, sona sakladım. Formayı her giydiğimde elimden geleni yaptım: ter döktüm, yeri geldi kanım döküldü. Hatalar yaptım, kırdım, kırıldım, yeniden başladım. Bugün geride kalan 25 yılıma bakarak, tüm kalbimle üzerimde emeği olan tüm taraftarlara teşekkür etmek istiyorum. Tüm samimiyetimle, varlığınız, desteğiniz, kızdığınızda gösterdiğiniz samimi tepkiniz için içtenlikle teşekkür ediyorum. Hepsi bu 25 yılın kendime sakladığım en güzel mirasıdır. Futbolu çok seven, futboldan kopamayan biri olarak, yeniden görüşmek dileğiyle… Sevgi ve Saygılarımla
Gökhan Gönül, 4 Ocak 1985 tarihinde kuaför baba ve ev hanımı annenin en büyük çocuğu olarak dünyaya geldi Aslen Bafralı ailenin çocuğu olarak doğan Gökhan’ın ailesi Gökhan 6 yaşında iken Bursa’ya taşındı. Mahallede top oynarken ağabeyleri onu Bursa Yolspor’a götürdü ve bu takımda seçmelere kısa boyuna rağmen başlangıçta kaleci olarak başladı. Bir gün denenmek için çok sayıda kaleci gelince antrenör ona “Geç ileride oyna” dedi. Performansımı gördükten sonra da “Bundan sonra kaleci değilsin” dedi. O düzeyde hangi mevkide oynadığı belli olmadığından Gökhan topu alıp herkesi çalımlayarak rakip kaleye kadar gidiyordu. Sadece boş zamanlarında top oynamak için gidiyordu takıma. Ama hocası Mehmet Kirazoğlu üzerine çok düştü. Normal antrenmanların dışında akşamları ona özel çalışmalar yaptırdı. Bir gün A takımın antrenörü ise “Yarın A takımın maçı var, sen de oynayacaksın” dedi. Gönül için 14-16 grubunda oynamak bile büyük bir olaydı, çünkü henüz 13 yaşındaydı. Orada ise 30 yaşında futbolcular oynuyordu. Selam vermeye bile çekindiği insanlardı. Ama o dönemki hocası Ramiz Hoca onu o takımda oynattı. 14-16 takımında libero, genç takımda orta saha, A takımda ise forvet ve orta saha oynuyordu. Genç ve A takımda oynamaya başlayınca 14-16 takımının kaptanı oldu. O dönemki takımı ise Play-off’ta Bursaspor’la 3-3 berabere kaldı. Bursaspor’la ilk defa berabere kaldı ve libero oynamasına rağmen üç golü de Gönül atmıştı. Hasan Bora Gökhan’ı beğendi ve Bursaspor’a istedi. Ama arkadaşları arasında oraya gidip de başarılı olamayan örnekler bulunduğu için kabul etmedi. O maçtan sonra Galatasaray da oyuncuyu istedi. Takımın başında Fatih Terim vardı. İstanbul’a gitti, görüştü. Ailesinden izin almak için Bursa’ya döndü. Ama o sırada Gençlerbirliği devreye girdi ve 2002 yılında onu transfer ettiler.